Dunfermline Athletic (1992-94):
İskoç ekibi Dunfermline yöneticileri bu formayı hangi şartlar altında kabul ettiler bilemiyoruz. Kafa karışıklığına yol açabilecek her şey bu formada var! Çok yoğun bir otobana yukarıdan bakar gibi. Ya da hızla ilerleyen bir karınca filosu. Benzetilecek milyonlarca şey var. Normalde siyah-beyaz çubuklu iç saha formasına sahip bir takım, neden böyle bir forma giyer ki? Giymişler işte…
SV Kerpen (1990-91):
Kerpen'in formasını tasarlayanlar motor sporlarına ilgi duyan insanlardı herhalde. Bir Formula 1 takımının takım tişörtlerini alıp forma yapmış gibiler. Gövde, omuz ve kollardan geçen damalar… Akla bir yandan da Hamburg’u getiriyor. Tasarımı bozmamak için de Puma logosunun yakanın dibine konulması da formaya gösterilen özeni kanıtlıyor.
Hull City (1992-93):
İşte bu tür listelerin en meşhur formalarından biri. Nasıl olmasın ki? Hull City'nin Kaplanlar olan lakabını formaya uygulayınca ortaya bir takım ve lakabının gelmiş geçmiş en fantastik ortaklığı ortaya çıkmış. Futbol sahalarının gördüğü en haşin forma belki de. 90'lı yıllarda sıkça rastladığımız Banu Alkan filmlerini hatırlatmıyor değil.
Cork City (1990-91):
İrlanda ekibi Cork City'nin üçüncü forması beyaz bir duvara kırmızı boya kutusunu boca etmiş gibi bir manzara uyandırıyor. İrlandalıların efsane birası Guinness forma reklamı olarak yer alsa da göze pek hitap eden bir forma olduğunu söyleyemeyeceğiz. Ama tasarımın kötülüğüne rağmen 2 nokta var ki, zamanının ötesinde: 1. Tek renk arma. 2. Çok üste konulan reklam. Fakat kurtarmıyor…
Real Madrid (1997-98):
İskoç ekibi Dunfermline yöneticileri bu formayı hangi şartlar altında kabul ettiler bilemiyoruz. Kafa karışıklığına yol açabilecek her şey bu formada var! Çok yoğun bir otobana yukarıdan bakar gibi. Ya da hızla ilerleyen bir karınca filosu. Benzetilecek milyonlarca şey var. Normalde siyah-beyaz çubuklu iç saha formasına sahip bir takım, neden böyle bir forma giyer ki? Giymişler işte…
SV Kerpen (1990-91):
Kerpen'in formasını tasarlayanlar motor sporlarına ilgi duyan insanlardı herhalde. Bir Formula 1 takımının takım tişörtlerini alıp forma yapmış gibiler. Gövde, omuz ve kollardan geçen damalar… Akla bir yandan da Hamburg’u getiriyor. Tasarımı bozmamak için de Puma logosunun yakanın dibine konulması da formaya gösterilen özeni kanıtlıyor.
Hull City (1992-93):
İşte bu tür listelerin en meşhur formalarından biri. Nasıl olmasın ki? Hull City'nin Kaplanlar olan lakabını formaya uygulayınca ortaya bir takım ve lakabının gelmiş geçmiş en fantastik ortaklığı ortaya çıkmış. Futbol sahalarının gördüğü en haşin forma belki de. 90'lı yıllarda sıkça rastladığımız Banu Alkan filmlerini hatırlatmıyor değil.
Cork City (1990-91):
İrlanda ekibi Cork City'nin üçüncü forması beyaz bir duvara kırmızı boya kutusunu boca etmiş gibi bir manzara uyandırıyor. İrlandalıların efsane birası Guinness forma reklamı olarak yer alsa da göze pek hitap eden bir forma olduğunu söyleyemeyeceğiz. Ama tasarımın kötülüğüne rağmen 2 nokta var ki, zamanının ötesinde: 1. Tek renk arma. 2. Çok üste konulan reklam. Fakat kurtarmıyor…
Real Madrid (1997-98):
90’lar kafası bu formada tam anlamıyla hissediliyor. Ama hafif "modern" çizgilerin yer aldığını da söylemeliyiz. Formayı yapan Kelme firmasının sembolü patiler kaosu artıran etkenlerden sadece biri. Kaç kez giydiler bilmiyorum. Ama yarattığı etki yüzünden sezon sonu Adidas’la anlaştıklarını söylemek mümkün.
Birmingham City (1992-93):
Yine buram buram karmaşa. Sanki formanın üstüne sarı ve açık yeşil renkte fırça darbeleri vurmuşlar. Ama bunu da muntazam bir şekilde yapmışlar gibi… Picasso görseydi bu formayı tasarlayanları öğrencisi olarak eğitmek isterdi. Pijama çağrışımına ise hiç girmeyelim.
Los Angeles Galaxy (1996):
LA Galaxy 1995 yılında kurulan bir takım. Sanırım futbolu anlamaya çalışırlarken, formaları biraz ihmal etmişler. Öyle olunca da bu formalar futbolun gidişatına etki etmiş büyük ihtimalle. Başka türlü açıklayamayız bu formayı. Acaba moda ikonu David Beckham takımını bu formasını görmüş müdür?
Aston Villa (1993-95):
O yıllar için şaşılacak kadar sade bir forma. Ama bu kez de renkler dengeyi bozuyor. Sanırım bu forma, 1880’lerden bir Villa formasının anısına yapılmış. Çünkü o dönem de bu renklerde bir forma var. Zaten, açık renk olması gerekirken Villa'nın bu renklerde bir deplasman forması olması mantığa aykırı.
Norwich City (1992-93):
Norwich City zaten renkleri itibariyle yanlış tercih yapılmaya oldukça müsait bir kulüp. Bu renkler, dönemin alacalı-bulacalı forma akımıyla birleşince, sonuç bu olmuş. Muhtemelen rakipler maç içinde bazen gözünü ovuşturuyordu.
Sürreal kaleci formaları:
Son sırada bir forma değil, bütün bu 10 yılın kaleci formaları var. Zaten bunlardan birer tane seçelim desek, listenin yarıdan fazlasını ele geçirebilirlerdi. İnanılmaz şeyler var. Takımdan bağımsız renkleri kazaklarında kullanmaları bu sürrelist akımın doğmasına neden olmuş. Meksikalı Jorge Campos’tan ve İngilizlerin bıyıklı kalecisi David Seaman'dan bahsetmeye gerek bile duymuyoruz. Unutuldu sanılmasın.
Alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder