28 Kasım 2013 Perşembe

90'lar Modası...

1990'lar, bu dönemde moda artık tartışılmaz bir güçtü. Bu güç sadece tasarımları, defileleri ve şovlarıyla değil; yaşam biçimleriyle de dikkat çeken ve adeta yıldızlaşan moda tasarımcılarının elindeydi. 80'lerin abartılı kesimlerinin aksine 90'larda sade bir duruş öne çıktı. Beyaz tişört ve denizci gömlekleri de bu dönem yaygınlaştı. 




90lar modasının özellikle beni büyüleyen tarafı bu on yılın hemen başındaki tarzdır. Grunge akımı patlamadan önce, 80ler ile 90lararası bir ara geçiş dönemi oldu. 1988-89 gibi başlayan ve 1992′ye kadar devam eden bu ara dönemde başta Versace olmak üzere birçok moda devinden görkemli tasarımlar gördük. Top modellerin altın çağını yaşadıkları bu devirde, moda sektörü Cindy Crawford, Claudia Schiffer, Stephanie Seymour gibi birçok efsane mankenin şöhret yolculuğuna başlamalarına tanık oldu. Rengârenk ve etnik çizgiler taşıyan bu kıyafetler saray şatafatının sokağa yansımasıydı.

Bu dönemde yer yer 80lerin etkisi devam etti, ama vatkalar atılmış, çizgiler yumuşamıştı, üstelik uzaktan 60lara geri dönüş sinyalleri çalıyordu. Dee Lite’in Groove Is In The Heart parçasının çok meşhur olduğu bu dönemde 60ların krepesi geri döner gibi olmuştu. Bu şatafatlı tarza elbette çok büyük takılar eşlik ediyordu. Dönemin birçok Acid House klibinde de bu görkemden etkiler görürsünüz.


Derken bu şatafatın yerini aniden anti fashion rüzgârı aldı. Nirvana’nın Smells Like Teen Spirit parçasının patlamasıyla hem coşkulu gerçek rock’n'roll grupları düşüşe geçerek yerini bunalım alternatif gruplar aldı, hem de modada bütün görkemin, hava atma isteğinin yerini etiketleri kıyafetlerinden sökecek kadar marka düşmanı bir sokak stili aldı. Kareli gömlekler ve yırtık pantolonlar fırtına gibi esti. Bir yandan da 70lerin hippi tarzına geri dönüşler yaşanıyordu. Bunun sinyalini 1991 tarihi The Doors filmi vermişti zaten.



Her tür alternatif ve bohem giyim modaydı, Vanessa Paradis’nin Be My Baby klibi buna en güzel örneklerden biridir. Rota artık alternatif kültürler ve bohem yaşam olmuştu.



Bu dönemde makyajda da sadeleşme yaşandı. Kırmızı pembe gibi renklerin yerini kahverengi tonları almıştı. İnsanlar genellikle kahverengi ruj ve farlar kullanıyordu, hatta dudakların etrafını kalemle çizerek belirginleştirmek modaydı. Ruj silinince dudağın çevresinde kalan kalem izleri 90ların simgesidir. Aşağıda Shannen Doherty’de gördüğünüz üzere ucundan bir şey sarkan siyah kalın boyun bandı da çok modaydı


Tabii bu arada 60lar 70ler geri dönmeye devam ediyordu ama hippi tarafı değil artık cici kız tarafı. Kesimler sadeleşti, vücuda tam oturan kalıplarda şık kıyafetler moda sektörünü sardı artık minimalizm devriydi



90lar sona gelirken beyaz, gri gibi nötr renklerin de çok ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Dümdüz inen bir elbise neye yetmiyor ki?
İşte minimalist tarzın en büyüleyici en güzel örnekleri Calvin Klein’den.



MTV’nin de gençliğin stilini belirlemekte etkisi büyüktü. Ben şahsen o dönemin siyahi şarkıcılarının tarzına bayılırdım. Saçlarımı Brandy gibi tel tel örmüşlüğüm bile vardır. Aşağıda solda günümüzdeki şöhretlerine ulaşmadan önceki gencecik Beyoncé ile Kelly Rowland’ı grupları Destiny’s Child’la (LaTavia Robertson, Kelly Rowland, Beyoncé ve LeToya Luckett) görüyorsunuz. Sağda ise Moesha dizisi için yapılan çekimde harika bir kombinle poz veren Brandy’i.






1 yorum:

  1. Merhabalar,

    90'lar modasıyla ilgili yazınız için çok teşekkürler. Ben de bir vintage tutkunu ve 90'lar hayranı biri olarak bu konuyla ilgili bir yazı hazırlamıştım, sizinle de paylaşmak isterim: https://www.tarz2.com/gorunce-hey-gidi-gunler-diyeceginiz-90lar-modasi

    Keyifli okumalar dilerim.

    http://www.ebrubektasoglu.com/

    YanıtlaSil